Söz konusu mağra yapaydır. Yerliler bu mağraya Dangardak Kaya demektedirler. Bu isimi mağranın etkileyici yankı akustiği nedeniyle almıştır. Mağranın genel şekli tam anlamıyla, kadın cinsel organına benzemekte ve rahim bölgesinin tanımlamasına net olarak uymaktadır. Bu mağra, Bulgar tarihçi ve atropolog Alexander Fol tarafından incelenmiştir. Mağranın derinliği 22 metredir. İlk 16 metresini, kayaların doğal olarak parçalanması olan, doğal karstik oluşturmaktadır. Son altı metre boş olup, şekli, anatomik kadın sembolüne benzemektedir. Girişin yüksekliği 3 metre ve genişliği 2,5 metre olup, dışarıdan gelen ışıkla içerisi, yeterince aydınlanmaktadır. Mağranın kuzey cephesinde bir insan figürü bulunmakta ve bu figür rahimi sembolize etmektedir. Mağradan su damlamakta ve bu su, derinlerde bulunan küçük havuzda birikmektedir. Bu su kurumamaktadır. Trakya dini inançlarında (Orfizim), tapınaklar, her zaman dağ zirvelerinde bulunmakta ve bu zirvede su bulunduran bir mağra olmaktadır. Bundan dolayı, Trakyalılar için mağra, kadın rahmini, döllenmeyi ve yeniden doğmayı sembolize etmektedir.Öğle saatlerinde, güneş ışınları, mağranın zirvesinde bulunan bir aralıktan girmekte ve yere yansımaktadır. Güneş ışınlarından, mükemmel "fallus" şekli oluşmakta ve sunak - rahime doğru yönelmektedir. Bu olay sadece yılın belirli dönemlerine gerçekleşmektedir. Bu dönemlerde, kuzeyin alçak kısımlarında bulunmaktadır ve güneş ışınlar sembolik olarak, rahmi döllendirebilmektedir. Trakya inançlarına göre bu olay, yeni güneş tanrısının algılanmasıdır. Bu mağra, karmaşık bir astronomi tesisi olarak kabul edilmektedir (İngilterede bulunan Stonehenge Mağrası ile kıyaslandığında). Güneş ışınları yılda sadece bir kez, sembolik döllenmeyi gerçekleştirecek şekilde, mağraya girmektedir. Genelde, Ocak veya Şubat ayında gerçekleşmektedir. Bu alan, mistikistik dini ainler olan, Dionisos orjilerinin yapıldığının var sayıldığı, Antik Trakya Tapınağıdır. yerdir. Dionisos orjilerinin yapılabilmesi için, Bacchant"ın «ego» dan çıkıp, kısa süreliğine tanrı ile birleşmesi ve tüm bunların şarap ve dans eşliğinde yapılması gerekmektedir. Bulgaristan"da binlerce Trakya sunakları bulunmuştur fakat, orfizim inançlarına uygun mağra - rahimin dünyada eşi bulunmamaktadır. Bulgar arkeolog Prof.Ovcharov, bu mağranın Dionisos orjilerinin bir kanıtı olduğuna ve bu orjilere Trakyalı genç kadınların, verimli bir tarım yılı olması için katıldıklarını öne sürmektedir.Benzer olaylarlar Euripides"in rivayetlerinde de bulunmaktadır (480 - 406 M.Ö.) «Vakhankite» adlı eseri. Ünlü tarihçi Heredot konuyu ele almış ve genç kadınların etik olmayan davranışlarını anlatmıştır. Üç bin yıl sonra, bu davranışların etik olup olmadığı veya güneş tanrısı ve tanrıça Anneye teşekkür etmek amacı ile, dini törenler olduğu ispat edilemez. Benzer mağralar, Tunç Devri"nin dördüncü bin yıllarına da M.Ö. vardı. Bu mağraların, Anne tanrıçanın tapınakları olduğunu ispat eden, yazıtlar bulunmaktadır. Bu dini törenler, Trakya kıralının sembolik olarak ölmesi ve yeni yıl için tekrar doğabilmesi, ierogami olarak adlandırılan inanca dayanmaktadır. Ritüele aşağıdakiler dahildir: Kral dağa, kayalıkların üzerine çıkmakta ve burada keçi, at veya boğa, siyah renkte olması şartı ile, kurban edilmektedir. Bu kralın ölümünü sembolize etmektedir. Sonra, anne- tanrıça ile sembolik olarak evlenmekte ve döllendirmektedir. Bu, yeni hayatın başladığına işarettir. Bu fikir, oğul - eşin, rahim - anne ile ilşkiye girmesi anlamını taşımaktadır. Bu ritüel, Ocak ve Şubat aylarında, Bacchanalia (şarap tanrısının, vahşi ve mistik festivali) döneminde gerçekleşmektedir. Halk aynı zamanda, Agia Marina"nın su aktığı- bu su, rahim bölgesinde döllenmeye yardımcı olan sıvıları sembolize etmektedir- bir mağrada yaşadığına inanmaktadırlar. Bir efsaneye göre, Theotokos"un annesi çocukları olmadığı için, Güneş tanrısından yardım istemiştir. Yılde bir kez, bekar erkek ve kadınlar, bu mağralara gidip, mistik döllenmeye katılmışlardır.Ayrıca, mağrayı ziyaret edenlerin çocuk sahibi olamıyacaklarına inanılmaktadır. Belkide, mağralar hakkında ki bu karanlık efsaneler, mağraların korunmasına yardımcı olmuştur. Bu mağralar, Rodop Bölgesinde bulunan kutsal dağlarda yaşayan insanların, antik ritüelleri hakkında birçok bilgi vermektedir. Bu gizem, "kutsal topraklarda" yaşamayanları, bölgeden uzak tutmuştur.